268 Günlük Muhteşem Yolculuk


5 yıllık evliliğimizde artık bebek zamanı geldi diye düşündük ve kışın plan yapmaya başladık, mart-nisan gibi doğum yaparsam bahara gelir süper olur diye, tabi her şey planımızdaki gibi olmayabilirdi. Ocak ayından itibaren folic acid kullanmaya ve daha dengeli beslenmeye başladım tamda istediğimiz gibi haziranın son haftası hamile kaldım. Biz farkına varana kadar 1 ay geçmişti ve ben o yaz tatilde içmediğim kadar içmiş teknelerin tepelerinden denize atlayıp bide üstüne gondola binmiştim hem de ilk defa, tatilden dönüşte öğrendik hamile olduğumu, eşimle birbirimize bakıp “bunca şeye rağmen bebeğimiz bizimle ise doğuma kadar hiç bir şey olmaz bebeğimize” dedik.

Hamileliğimin 37. haftasıydı, sabah eşimi yolcu
ettikten sonra lavobaya gittim, geleceğinin ilk sinyalini verdi prensim nişanım gelmişti, birden panik oldum hemen eşimi arayıp geri dönmesini istedim, çok şaşırmıştım sancım yoktu peki nasıl olacaktı, aylardır normal doğuma hazırlanıyordum, şimdi sezaryen mı olacaktı ? Aklım duygularım öyle karışmıştı ki heyecan-korku-mutluluk-endişe hepsi birbirine girmişti, eşim geldi boynuna sarılıp ağladım, sonra doktoru aradık anemide alıp hastaneye doğru yola çıktık, sanki o gün doğacakmış gibi çantamızı da yanımıza aldık. Doktorumuz 1 cm açılma olduğunu söyledi sancım yoktu, öğlene kadar hastanede kaldık, ama oğlumun gelmeye niyeti yoktu ne sancım oldu ne başka açılma, sadece sinyal vermişti oğlum “hazırlıklı olun geleceğim zaman panik yapmayın” diye.

Tam 1 hafta boyunca her sabah kalktığımda ilk işim aynanın karşısına geçip karnımı sevip “bugün de gelmedin oğlum”  diyip kahvaltıya geçiyordum, sanki doğum gece olacakmış gibi.

38. haftaya girmiştik ben artık umudu kesmiştim nasıl olsa gelecek diyordum, 19 mart Salı günü eşim işe gitmek için hazırlanıyordu bende uyuyamıyordum zaten sabah erkenden kalkıyordum, yataktan kalktım odanın kapısından tam çıkarken “ bugün geleceksin biliyorum” dedim. Lavobaya gittim ve suyum geldi eşime seslendim, ama az geldiği için belki ben yanlış anlamışımdır diye düşündük, tam yatağa tekrar uzanıyordum ki, evet artık suyum tamamen geliyordu heyecanla yataktan kalktım eşime sarıldım, “Oğlumuz geliyor Prensimiz bugün geliyor” dedim. Panik değildim aksine çok mutluydum, korkmuyordum, ama heyecandan yerimde duramıyordum. Ama yine sancım yoktu, hemen banyoya girip ılık bir duş aldım o sırada annemler ve ablamlar geldi, doktorumuzu aradık ve yola çıktık, 2 kişi çıktığımız evimize 3 kişi dönecektik. Hastane kapısında sedye ile bekliyorlardı, görevlilere “gerek olmadığını iyi olduğumu, hasta değilim sadece hamile olduğumu” söyledim ve doğumhaneye çıktık.

Ne olduysa o an oldu birden anneme sarılıp ağladım.

            Doğumhaneye girdik üzerimi değiştirdiler hemen nst’ye bağladılar, ben o sırada şarkı dinliyor ve kendimi doğuma hazırlamaya çalışıyordum, doktorum geldi 2 cm açılma olduğunu sancım gelmezse 09:30 gibi suni sancı vereceklerini söyledi, saat 8:00’di bekledik, ama sancım olmadı, dedikleri saatte suni sancıyı vermeye başladılar, ben hala şarkılar söyleyip, doğuma odaklanmaya çalışıyordum, sonuçta doğum anne ve bebeği arasında bir durum anne “Doğumistana gider ve bebeğini getirir” İç Güdüsel Doğum kitabında öyle diyordu.

10:00 gibi sancılar gelmeye başladı, sancı her geldiğinde derin derin nefes almaya çalışıyor gözlerimi kapatıp kendime “ bu sancılar bana oğlumu getirecek, deniz dalgaları bunlar geçecek” diyordum. Sancılarım artmaya ve sıklaşmaya başladıkça eşimden-annemden ve ablamdan destek alıyor, sımsıkı ellerini tutuyordum ve her sancımda ablam kulağıma eğilip “ geçecek canım oğlunu kucağına alacaksın, göğsüne yatırdığını düşün” diyordu. Doktorum ara ara gelip açılmayı ve bebeğimi kontrol ediyordu, saat 11 gibi sancı geldikçe ayağı kalkıp yürümeye başladım, ben yürürken annem sırtımdan kalçama doğru arkamdan masaj yapıyordu. Saat 12’den sonra iyice koptum gözlerimi artık açamıyordum, sancılar sık ve uzun sürüyordu, bir ara Anneme “ Annecim ben ölüyorum” dediğimi hatırlıyorum, Eşimi çağırdım “ oğlumuza iyi bakmasını istedim”. Öyle yorulmuştum ki gözümü açamıyor sadece sancı geleceği zaman “anne sancı yine geliyor masaj yap” diyor sonra bağırıyordum. Bir ara kendime geldim, böyle olmaz her sancıda derin nefes almam gerekiyor yoksa oğlumu doğuramam dedim ve her sancı sırasında derin derin nefes alıp, geçmesini bekliyordum.

            Saat 13:30 gibi doktorum tekrar kontrolle geldi açılmanın 7cm olduğunu söyledi, akşama doğru doğum gerçekleşir dedi, ben beynimden vurulmuş gibi oldum, nasıl yani akşama kadar devamı edecek bu sancılar dedim. O dakikadan sonra odaklanmaya başladım bir an önce doğurmak ve oğluma koklamak istiyordum. 15 dakika sonra istem dışı ıkınmalar başladı, ilk başta ne olduğunu anlamadım çünkü sancılar birden kaybolmuştu, sadece ıkınmalar vardı, ebe gelip neden ıkındığımı, doktorun yeni kontrol ettiğini ve zamanımın olduğunu söyledi, ama ben ıkınıyordum, ebe’de kontrol etti ve “doğum başlamış bebek geliyor doktoru çağırın hemen” dedi. Derin bir nefes aldım, oğlum geliyordu artık az bir zaman kalmıştı. Doktor geldi ve nasıl ıkınmam gerektiğini ve ona yardımcı olmam gerektiğini söyledi, her ıkınmam geldiğinde derin bir nefes alıp itiyordum, ancak ilk 3 ıkınmamda kalçamdan bacağıma doğru kramp giriyor ve ıkınmayı yarım bırakıyordum, ebeler ve ablam hemen bacağıma masaj yapıyordu. Doktorum oğlumun başının göründüğünü ve ıkınmayı bırakmam gerektiğini söyledi, o sırada kendimden geçtim, oksijeni daha çok açtılar. Ablam “oğlumuzun saçını gördüm hadi canım” diyordu, bir yandan da doktorum “ hadi bırakma ıkın hadi bi tanem az kaldı “ diyordu.

Sonunda 6. ıkınmamda saat 14:10’da bebeğim doğdu, ama ben hissetmedim ve hala ıkınıyordum. Tamam dediler ıkınma artık bak bebeğine, kafamı kaldırıp gözlerimi açıp oğluma baktım “çok şükür ben normal ve sağlıklı bir doğum yaptım” dedim. Normalde ağrı eşiğim öyle düşüktür ki, benim ve eşimin dışında ailemden kimse inanmıyordu normal doğum yapacağıma ama “İç Güdüsel Doğum” kitabını öyle çok okuyup öyle odaklamıştım ki kendimi, sonunda bende Normal Doğum yapabilmiştim.

10 dakika sonra oğlumu kucağıma verdiler ağlıyordu, ellerini tuttum hemen sustu, öyle güzeldi ki,





 
Hoş Geldin Oğlum, Hayatımıza Hayat verdin…

1 yorum:

  1. başlangıcı da bitişi de çok benzer süreç yaşamışız, ne mutlu size, annelerin yapamayacağı şey deviremeyeceği dağ yok...

    YanıtlaSil

Special design for Annesinin Prensi by GeCe